Hz. Peygamberin vefatýndan sonra Müslümanlar arasýnda yaþanan ihtilaflar, etkisi bugüne kadar devam eden pek çok problemin sebebini oluþturmuþtur. Siyasî, sosyal, kültürel, mezhebî ve ekonomik alanlardan kaynaklanan problemlerin çözülememesi, daðýlmaya ve parçalanmaya zemin hazýrlamýþtýr. Bu panel, Müslüman toplumlarýn tarih içerisinde yaþadýklarý ihtilaflarýn, daðýlmalara yol açan dinamiklerini incelemeye odaklanacaktýr. Tarihi, bir “taraf” olarak okuma alýþkanlýðýnýn ötesine geçen bir perspektif çerçevesinde anlamayý hedeflemektedir.

Hz. Peygamberin vefatýndan sonra Müslümanlar arasýnda yaþanan ihtilaflar, etkisi bugüne kadar devam eden pek çok problemin sebebini oluþturur. Siyasî, sosyal, kültürel, mezhebî ve ekonomik alanlardan kaynaklanan problemlerin çözülememesi, daðýlmaya ve parçalanmaya zemin hazýrlamýþtýr. Bu panel, Müslüman toplumlarýn tarih içerisinde yaþadýklarý ihtilaflarýn, daðýlmalara yol açan dinamiklerini incelmeye odaklanacaktýr. Tarihi , bir “taraf” olarak okuma alýþkanlýðýnýn ötesine geçen bir perspektif çerçevesinde anlamayý hedeflemektedir.

Müslümanlarýn birlik ve bütünlüðünü bozan etkenlerin baþýnda tekfir ve terör gelmektedir. Dini argümanlara dayalý olarak bir silaha dönüþtürülebilen tekfir ve çok farklý sâiklere dayanmakla beraber temelde Müslümanlar arasýndaki düzen ve barýþý tehdit eden terör, birer problem kaynaðý olmaya devam etmektedir. Bu panelde tekfir ve terörün Müslümanlar arasýndaki iletiþime ve güvene nasýl zarar verdiði tespit edilmeye çalýþýlacak, bunlara karþý alýnabilecek tedbirler üzerine durulacaktýr.

Ýslam dünyasýnda birliði saðlayacak, etkili ve caydýrýcý kurumsal modellere büyük bir ihtiyaç vardýr. Tarih içerisinde Müslüman toplumlarda varlýðýný sürdüren bir takým kurumsal yapýlar bulunur. Ancak bunlarýn yeterliliði hususunda kesin yargýlara ulaþmak mümkün görünmemektedir. Etki alaný geniþ kurumlarýn nitelik ve nicelik olarak geliþtirilmesi hem Müslüman ülkeler arasýnda hem de diðer ülkelerle iliþkilerde önemli yararlar saðlayacaktýr. Panelde Müslümanlar arasýnda eðitim, kültür, hukuk, sanat, ekonomi, siyaset ve teknoloji alanlarýnda kurulabilecek modellerin hangi ilkeleri ve stratejileri göz önünde bulundurmasý gerektiði izah edilecektir.

Dünyanýn geleceðine dair öne sürülen senaryolarýn tamamýnda Ýslam dünyasýnýn etkili bir bileþen olarak yer aldýðý görülür. Müslüman toplumlarýn Ýslam’ýn hüküm ve deðerlerinin verdiði motivasyonla güçlü bir gelecek için çaba gösterme irâdesi ortaya koyacaðýný öngörmek uzak bir ihtimal deðildir. Ancak bunun beklentiyi karþýlamasý ve Müslümanlarý insanlýk nezdinde model haline getirecek bir yetkinliðe ulaþmasý için geleceðe dair umudun kolektif bir irâdeye konu olmasý gerekir. Panelde ortak gelecek irâdesinin nasýl kolektif bir þuura dönüþtürülebileceði, bu þuurun nasýl bir dil kullanmayý gerektirdiði izah edilecektir.