Yaşadığımız asrın sorunlarıyla yüzleşmemek için tarihe hamasetle atıfta bulunmak ya da tarihte yaşananları işaret ederek birbirimizi suçlamak, sorunlarımızı artırmaktan başka bir sonuç vermemektedir. Bugün İslâm dünyası, ahlaki çöküntü, yoksulluk, geri kalmışlık, cehalet, işsizlik, göç, çatışma, terör, haksızlık, mezhepçilik, hukuksuzluk, yolsuzluk ve gelir dağılımında adaletsizliğin yanında siyasal, ekonomik ve akademik bağımlılık gibi can yakıcı sorunlarla anılmaktadır. Çoğunun tarihsel kökenleri bulunan bu sorunların ortaya çıkmasında, Müslümanların zafiyeti kadar diğer inanç ve kültür mensuplarının bireysel ve sistematik müdahalelerinin etkisi tartışılmaya değerdir. Ancak tartışma götürmeyen gerçek, sorunlarımızı öncelikle kendi ellerimizle yaptıklarımızın karşılığı olarak görme idrakine varmanın zaruret arz etmesidir.